Cevap :

"Otturmak" fiilinin İngilizce karşılığı, bağlama göre değişebilir. Genel olarak, "sit down" veya "seat" fiilleri kullanılır.

1. "Oturmak" fiilinin "bir yere oturmak" anlamında kullanımı için "sit down" fiili kullanılır. Örneğin, "Oturabilir misin?" ifadesinin İngilizcesi "Can you sit down?" olur.
2. "Oturmak" fiilinin "bir şeyi belirli bir yere yerleştirmek" anlamında kullanımı için "seat" fiili kullanılır. Örneğin, "Onu buraya oturt" ifadesinin İngilizcesi "Seat him here." olur.

"Otturmak" fiilinin diğer anlamları için kullanılan İngilizce fiiller şunlardır:

1. "Birinin oturmasını sağlamak" anlamında: "make (someone) sit down"
2. "Bir yere oturmak için uygun bir yer hazırlamak" anlamında: "prepare (a place) for sitting"
3. "Bir şeyin üzerine oturmak" anlamında: "settle (on something)"

Örnek cümleler:

1. I'm going to sit down and watch some TV. (Televizyon izlemek için oturacağım.)
2. Please seat yourself at the table. (Lütfen masaya oturun.)
3. The teacher made the students sit down. (Öğretmen öğrencileri oturttu.)
4. The mother prepared a place for the baby to sit. (Anne, bebeğin oturması için bir yer hazırladı.)
5. The bird settled on the branch. (Kuş dalın üzerine oturdu.)

---

---

Diğer Cevaplara Gözat

Cevap : "Oturtmak" kelimesinin İngilizce karşılığı "to seat" veya "to place" olabilir. Ancak, kelimenin tam anlamı ve kullanımı cümle bağlamına bağlı olarak değişebilir. Örneğin, "bir şeyi bir yere oturtmak" ifadesi "to place something somewhere" şeklinde çevrilebilirken, "oturtmak" kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir.

Cevap :

"Oturtmak" kelimesinin İngilizce karşılığı "to sit" veya "to seat" olabilir. Ancak, "oturtmak" kelimesi Türkçe'de birçok bağlamda kullanılabileceği için, cümlenin tam bağlamına ve kullanıldığı kontekste bağlı olarak çeşitli İngilizce terimler kullanılabilir.

İşte bazı örnekler:

Bir Kişiyi Bir Yere Oturtmak:

1. "Please sit down." (Lütfen oturun.)
2. "I'll find a seat for you." (Senin için bir yer bulacağım.)

Bir Nesneyi Yüzeye Yerleştirmek:

1. "She sat the vase on the table." (Vazoyu masanın üzerine oturttu.)
2. "He seated the books on the shelf." (Kitapları rafta oturttu.)

Bir Konuyu İyi Bir Şekilde Yerine Koymak:

1. "He really knows how to put words in their place." (O, kelimeleri gerçekten yerine oturtmayı biliyor.)
2. "She can situate the problem within the larger context." (O, sorunu geniş bağlam içinde yerine oturtabilir.)

Bu örneklerde, "oturtmak" kelimesinin farklı bağlamlarda İngilizce'deki karşılıkları verilmiştir. Kullanıldığı cümlenin anlamına göre doğru terimi seçmek önemlidir.